Nüfusunun büyük çoğunluğu Müslüman Arnavutlardan oluşan, dünyanın en
genç devletlerinden biri Kosova. Balkanlar’ın kalbinde yer alan ve tarihi, kültürü ile büyük bir çeşitliliğe sahip olan küçük bir ülke.
Tarih boyunca Roma, Bizans, Osmanlı gibi birçok farklı imparatorluğun hâkimiyetinde kalan Kosova, özellikle Osmanlı döneminde kültürel ve dini çeşitliliğiyle öne çıkmış. 20. yüzyılın sonlarında yaşanan zorlu süreçlerin ardından 2008 yılında Sırbistan’dan ayrılıp bağımsızlığını ilan etmiş.
Kosova’da Osmanlı tarihine tanıklık eden en önemli noktalardan biri, Priştine ile Mitroviça arasında, Mazgit köyünde yer alan Sultan I. Murad Türbesi. Osmanlı’nın Avrupa’ya açılmasında önemli bir rol oynayan Sultan I. Murad, 1389 yılında Kosova Meydan Muharebesi’nde hayatını kaybetmiş ve iç organları bugünkü türbenin bulunduğu yere defnedilmiş.
Türbenin bulunduğu alanda sadece Sultan I. Murad’ın mezarı değil, aynı zamanda kültür ve tanıtım evi, bir anıt mezar, Sultan Abdulaziz’in inşa ettirdiği bir kitabe, Kosova Valisi Hafız Mehmet Paşa’nın mezarı ve asırlık bir dut ağacı yer alıyor. Bu mekân, ziyaretçilere Osmanlı döneminin izlerini hissettirirken, aynı zamanda 162 yıldır süregelen bir türbedarlık geleneğine de ev sahipliği yapıyor.
1854 yılında Sultan Abdulmecid’in beratıyla türbedar olarak atanan Hacı Ali Bey’in ailesi, o tarihten bu yana Sultan I. Murad’ın türbesine gönülden hizmet etmeye devam ediyor. Ailenin bugünkü türbedarı 65 yaşındaki Saniye Türbedar, bu kutsal görevi tam 42 yıldır özveriyle sürdürüyor.
Sonrasında Balkanların belki de en şirin şehirlerinden biri olan Prizren’e geçiyoruz. 17. Yy.’dan kalma Türk Hamamı, 1615’de yapılmış Sinan Paşa Camii, Prizren Kalesi, Ortodoks Kilisesi, Christ Saviour Kilisesini geziyorum.